MADALYA VE TARİHÇESİ

MADALYA

Latince medalia ve İtalyanca medaglia kelimelerinden dilimize madalya olarak geçmiştir. Kişilere başarılarından dolayı (spor müsabakası, yarışma vs.) ya da bir olayın anısına verilen, üzerinde resmedilmiş bir durum, kişi, figür, kabartmalı veya oyuk yazı bulunan genellikle yuvarlak metal parçası ödüllere madalya denir.

Bazı yarışmalarda, olimpiyat oyunlarında vb. müsabakalarda belli bir başarı göstererek dereceye giren katılımcılara verilen nişan. “Koşuyu birincilikle tamamladı ve altın madalya almaya hak kazandı.”

Nişan: Farsça kökenlidir. Belirti, iz, işaret. Başardığı önemli işlerden dolayı bir kimseyi onurlandırmak amacıyla verilen madalya. www.rozetsan.com

1974 tarihli bir Türk Dil Kurumu sözlüğünde madalya şöyle tarif edilmiştir:

“Yararlık gösterenlere, yarışlarda ve sergilerde derece alanlara ödül, kimi vakit de önemli bir olay dolayısıyla ilgililere andaç olarak verilen maden nişan: İstiklâl madalyası. Madalyanın ters tarafı bir işin, hesaba katılması gereken pürüzlü yanı.”

Yukarıda açıklanan MADALYANIN (MADALYONUN) ÖTEKİ YÜZÜ deyimi sıklıkla kullanılan bir sözdür.

Buraya kadar olan bölümde “madalya nedir?” sorusunun cevabını yazmış olduk. Bu makale Rozetsan firması tarafından hazırlanmaktadır. Buradan alıntı yapan herhangi bir firma ya da kişinin mutlaka link vererek alıntı yapması gerekir. Aksi takdirde her hakkı saklıdır ve yasal işlem başlatılır.

 

MADALYA TARİHÇESİ

Madalya, takas değeri olmayan ve önemli bir olayı anma amacını taşıyan, ön yüzü bir tasvir, arka yüzü de alegorik bir sahneyle bezeli bir nesnedir. Ortaçağda İslâm ülkelerinde ilk madalyalar Abbasiler döneminde bastırıldı. Halife Muktedir’in resminin bulunduğu bir örnek Berlin Müzesi’nde sergilenmektedir. Halife Tai’nin Büveyhiler’in Irak kolundan İzzeddevle Bahtiyar’ın kızıyla evlenmesi anısına Medine’de bastırılan (975-976) altından madalyanın bir örneği İstanbul Arkeoloji Müzeleri nümismatik bölümündedir. Ön yüzünde iki dal arasında bağdaş kurmuş saz çalan bir insan figürü, arka yüzündeyse başında tacıyla halife betimlenmiştir, sağ elinde güç simgesi olan kadeh tutmaktadır; iki yanında saçları örgülü iki kişi bulunur. Bu madalyalar 36 mm çapında, 18,30 gram ağırlığındadır. Hamdaniler’den Seyfüddevle de dönemin şairlerine verilmek üzere kendi resminin ve adının yer aldığı madalyalar bastırmıştı. Anadolu Selçukluları döneminde Keyhüsrev II’nin Konya’da bastırttığı (1245) Atiye dinarları 41 mm çapında, 134,25 gram ağırlığındaydı.

Madalya ile ilgili genel ve tarihi bilgileri içeren bu makale Rozetsan firması tarafından hazırlanmıştır.

Gerçek anlamda madalya, Avrupa’da XIV. yüzyılın sonunda ortaya çıktı. Bunların en eski örneğinin, Padova’nın yeniden ele geçirilişini kutlamak için Carrara senyörü Francesco Novello II’nin 1390’da bastırdığı madalya olduğu sanılmaktadır. Bizans imparatoru İoannes VIII Palaiologos’un portresini 1439’da bronz bir madalya olarak döken Pisanello, üstün yetenekli madalya ustalarının ilkidir; arka yüzde kırlık bir alanda, bir haçın karşısında dua eden ata binmiş imparator yer alır. Tüm XVI. yüzyılı etkileyen Pisanello, Kuzey İtalya’da, Matteo De’ Pasti (İsotta de Rimini), Niccolo Fiorentino (Jean Dumas), Sperandio da Mantova (Ercole d’Este) ve Giovanni Boldu (Nicholas Schlifer, kalay madalya, cabinet des Medailles, Bibliotheque nationale, Paris) tarafından taklit edildi. Madalya sanatı Almanya’da yaygınlık kazandı; buradaki ilk madalya ustaları aslında ahşap oymacılardı. Metal, ağaca oyulmuş kalıplara dökülüyordu. Bu yöntemle elde edilen madalyaların rönesansın en değerli ürünlerine yansıyan ağırbaşlı havası, Dürer, Hans Schwarz,  Christoph Weiditz, (Moleszheimlı Jakob’u betimleyen şimşir madalya, Bibliotheque nationale), Friedrich Hagenauer (Philipp Melanchthon’a adanmış bronz madalya) ve Hans Reinhart’ın (Saksonyalı Johann Friedrich, bronz) yapıtlarına sinmiştir. Bu yazı Rozetsan firması tarafından kaleme alınmıştır ve çeşitli kaynaklardan yararlanılarak hazırlanmış bir araştırma yazısıdır. Sadece link gösterilerek alıntı yapılmasına müsaade edilebilir. Aksi durumlarda hukuki süreç başlatılır.

XV. yüzyıldan başlayarak Fransa’da mühür ve para örneklerinden esinlenen bir madalya basma sanatı doğdu. Sözgelimi, İngilizler’in krallıktan dışarı atılmasının anısına basılan madalya (altın, 1451), “franc a cheval” denen madeni parayla aynı tiptendi. Bu sanat XV. yüzyılda Laurana ve Giovanni Candida gibi İtalyan sanatçıların Fransa sarayına gelişiyle zenginleşti. XVI. yüzyılın ortalarında Almanya’dan getirilen sikke preslerinin madalya imalatında kullanılmaya başlanmasıyla döküm madalya sayısında azalma görüldü. 1550-1650 yılları arasında madalya basma tekniği Fransa’da doruğa ulaştı. XVII. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak madalya oymacılığı, sanatçıların elinden çıkarak, daha çok hükümdarın hizmetinde olan resmi bir sanata dönüştü.

 

OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA / TÜRKLERDE MADALYA

Osmanlılar’da ilk madalya altından bastırılan Ferrahi’dir (1730). Daha sonra sırasıyla şu madalyalar çıkarılmıştı: Sikkei Cedit (1754), Vakaı Mısriyye (1801), Hilali Osmani (1824), İşkodra (1831), Hünkâr İskelesi (1833), Atik İftihar (1839), İftihar (1840), Berriyetüşşam ve Kal’ayi Akkâ (1840), Tashihi Ayar (1844), Kürdistan (1846), Yemen (1846), Ayasofya Tamir (Tamir-i Ayasofya) (1848), Bosna (1849), Tanzimatı Hayriye (1850), İftihar (1853), Sinop (1853), Silistre (1854), Kırım (1854), İttifak (1854), Bahri Siyah ve Tuna (1854), Sivastopol (1854), Kars (1854), Nişanı İftihar (1858), Tahlisiye (Tahlis-i Can) (1859), Tahsini Hüner (1859), Zaptiye Çavuşları (1860), Karadağ (1862), Sergii Umumii Osmani (1862), Nişanı Endaht (1863), Kolera (1865), Atik Girit (1868), Plevne (1877), Bosna (1877), Tarzı Atik İmtiyaz (1878), Tarzı Cedit Büyük İmtiyaz (1882), İftihar (1884), Tarzı Cedit Girit (1889), Alman Mülakat (1889), Liyakat (1890), Tarzı Cedit Yemen (1892), Hareketi Arz (1894), Anadolu Musabin (Anadolu musabinine iane ile ibrazı uhuvvet edenlere mahsus madalya) (1895), Tesisatı Askeriye İanesi (1896), Yunan Muharebesi (1896), Evladı Şüheda ve Maluliyni Guzzatı Asakiri Şahane İane Sergisi (1897), Maarif (1899), Hamidiye Hicaz Demiryolu (1900, 1904), Harir Müsabakası (1904).

Bu madalyaların önemli bir bölümü, savaşlarda yararlık gösterenlere verilmek üzere bastırılmıştı (Plevne, Yunan, Girit vb.). Abdülmecit döneminde para darlığı yüzünden herkesin elinde bulunan madalya ve nişanlar toplanarak darphaneye gönderilmişti (1850).

İkinci meşrutiyetten sonra da bir takım madalyalar bastırıldı:Kanunuesasi Madalyası (1908) daha çok bir rozet görünümündedir. Bunu Hamidiye Kruvazörü (1911), Kahire Seyahati Havaiyesi (1911), Donanma İane (1911-1912), Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti (1911-1912), Tayyare (1912) ve Harp (1914) madalyaları izlemiştir. Bu araştırma yazısı madalya ile ilgili detayli bilgiler içermektedir ve Rozetsan tarafından hazırlanmıştır. Kopyalanması yasaktır. Link gösterilmek sureti ile alıntı yapılabilir. Tüm hakları saklıdır.

Özel bir nizamnameyle bastırılan bu madalyaların bir de beratı bulunurdu. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra İstiklâl Madalyası çıkarılmış ve Osmanlı dönemine ilişkin tüm madalya ve nişanlar iptal edilmiştir.

 

ASKERİ MADALYA

Savaşta ve barışta askeri görevlerin yapılmasında, yurt güvenliğinin sağlanmasında, ülkenin bağımsızlığının korunmasında yararlık gösterenlere, silahlı kuvvetlerin şanını yükselten ve askeri, bilimsel ve idari alanlarda üstün hizmette bulunanlara madalya verilir. Türk Silahlı Kuvvetleri personel kanununa göre, verilen madalyalardan başlıcaları şunlardır: 1. Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası; 2. Başarı Madalyası; 3. Liyakat Madalyası; 4. Hizmet Madalyası.

Madalyalar genel olarak aynı görevi yapan öteki personelle karşılaştırma yapılarak kişisel başarıya özendirme amacını güder. Aynı hizmet yerinde yapılan görev ya da görülen hizmet sırasında birden fazla madalya kazanmış personele, bunlardan yalnızca en yüksek derecede olanı verilir. Madalya kazanmış kişilerin ölümleri durumunda, kendileri tarafından birine bırakılmamışsa, erkek çocuklarının en büyüğünden başlamak koşuluyla birinci dereceden akrabalarına kalır. Ancak mirasçılar bu madalyayı takamazlar. Madalya almaya hak kazanmış kişi, madalyasını alamadan ölürse, madalya yasal mirasçılarına verilir.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri askeri madalya ve nişanları ile ilgili ayrıca bu linkteki bilgileri inceleyebilirsiniz. (http://www.tsk.tr/GenelBilgiler/Madalyalar)

 

 

 

SPORTİF MADALYA

Spor müsabakalarında bireysel ve takım halinde yapılan karşılaşmalarda ilk üç sırayı (güreş ve boksta dört) alanlara verilen, simgesel metal. Şampiyona sonlarında birinciye verilen madalya altın, ikinciye verilen gümüş, üçüncüye (güreş ve boksta üçüncüye ve dördüncüye) verilen madalya ise bronz madalya olur.

 

Madalya imalatı yapan ve satan kişiler mesleki olarak madalyacı olarak adlandırılır.

(Yayına Hazırlayan:Ünay Eyrek Kaynaklar: Büyük Larousse, Cilt 15 / Türk Dil Kurumu “Türkçe Sözlük” Altıncı Baskı, Bilgi Basımevi – Ankara, 1974)

Pisanello’nun yaptığı ve İoannes VIII Palaiologos’u bir haçın önünde, at üstünde dua ederken gösteren 103 mm çapındaki bronzdan yapılan ilk madalyanın arka yüzü (M.S.1439)

Bibliotheque Nationale, Paris